-
1 muhafaza
muhafaza [-hɑː-] Schutz m; Bewahrung f, Beibehaltung f; Schutz- (Brille); Aufrechterhaltung f (der Ordnung);-i muhafaza etmek v/t schützen; bewahren; konservieren, (im alten Zustand) belassen; aufrechterhalten; sich (D) (das Recht) vorbehalten;muhafaza altına almak JUR in Gewahrsam nehmen A -
2 muhafaza
muhafaza s1) Aufbewahrung f2) Bewahrung fitidalini \muhafaza etmek Haltung bewahren, die Fassung bewahren3) Schutzhülle f -
3 itidal
\itidalini kaybetmek die Haltung [o Fassung] verlieren\itidalini muhafaza etmek Haltung bewahren, die Fassung bewahren
См. также в других словарях:
muhafaza etmek — 1) korumak, saklamak On sene evvelki külhanbeyi modasını o, tek başına hâlâ muhafaza ediyordu. Ö. Seyfettin 2) olduğu gibi bırakmak, kapatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
itidalini muhafaza etmek — kendini aşırılığa kaptırmamak, kendini tutmak Fakat itidalinizi muhafaza etmek şartıyla haber verebilirim. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhafaza — is., Ar. muḥāfaẓa Koruma, saklama, korunum Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti. B. Felek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller muhafaza altına almak muhafaza edilmek muhafaza etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhafaza — (A.) [ ﻪﻈﻓﺎﺤﻡ ] koruma. ♦ muhafaza etmek korumak, saklamak. ♦ muhafaza olunmak korunmak, saklanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İSTİHFAZ — Hıfzetmek. Korumak. Muhafaza etmek. Bir şeyin muhafaza olunmasını birisinden rica etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
korumak — i, den 1) Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur. O. S. Orhon 2) Güçlü bir kimse veya kuruluş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HIRZ — Melce . Sığınılacak yer. * Tılsım. Cenab ı Hakk ın muhafaza etmesine dair yazılı duâ. * Fık: Bir malın âdet üzere muhafazasına mahsus yer. * Muhafaza etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ayamak — dirig etmek, esirgemek, muhafaza etmek, kıymamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
barmak — varmak, muhafaza etmek, gitmek, suluk etmek, zahib, azim olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HULEFÂ-İ MEHDİYYÎN — Mehdi olan halifeler. Yani âhir zamanda gelen büyük mehdinin bazı vâsıflarına sahib olan halifeler. (Bak: Mehdi)(Hz. Mehdi ye dair muhtelif rivayetler var. Tafsilat ve tasvirat başka başkadır... Resul i Ekrem (A.S.M.) vahye istinaden herbir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beklemek — nsz 1) Bir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak Arkadaki tramvaylar dizi olmuş, bekliyorlardı. H. Taner 2) i Süre tanımak, acele etmemek Demin orada oturdum, senin uyanma saatini bekledim. R. H. Karay 3) i Bir şeyi, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük